İkinci dünya savaşının getirdiği yıkımdan sonra ekonomik olarak da toparlanmak isteyen Almanya, başta İtalya olmak üzere pek çok ülkeden misafir işçi almaya karar verdi. 30 Ekim 1961 tarihinde Türkiye ile imzalanan protokol, Almanya’ya başlayan göçün ilk adımı oldu. Sağlık muayeneleri ve mesleki sınavlar ile fabrikalarda çalışmak üzere geçici olarak alınan Türkiyeli işçiler bir süre sonra kalıcı oldular. Onlara seksenli yıllarda siyasi mülteciler eklendi. Almanya’da aile kurdular, eşlerini, çocuklarını getirdiler ve kaplumbağa hızıyla da olsa Alman toplumuna entegre olmaya çalıştılar. Örgütlendiler, sendikalarda, partilerde aktif görev alıp grevler organize ettiler. Aşırı sağcı saldılara, siyasetçilerin “uyum sağlamıyorsunuz” şeklindeki ırkçı suçlamalarına maruz kaldılar. Almanya topraklarına gömüldüler, kültür sanat dünyasına kendi renklerini kattılar. Bugün Almanya’nın Türkiye kökenli bakanları, korona salgınında hayat kurtaran biliminsanları, sanatçıları var. Ve göç süreci bitmiş değil, Almanya 15 Tremmuz darbe girişiminden bu yana Türkiye’den yeni göçmen ve mültecileri ağırlıyor. Fulya Canşen ve Serap Doğan, Türkiye’den Almanya’ya göçün 60 yılı aşkın tarihini, WDR Cosmo Türkçe(https://www1.wdr.de/radio/cosmo/programm/sendungen/koeln-radyosu/index.html) ile İstanbul Bilgi Üniversitesi AB Enstitüsü (https://eu.bilgi.edu.tr/tr/) ve DAAD Türkiye'nin (https://www.daad-turkiye.org/tr/) katkılarıyla hazırladı.

Publicatiedatum

Luisterboek: 22 maart 2023